Jacques Lacan

Lacan’ın teorik psikanalizinin ana kavramlarından başlıcaları İmgesel, Simgesel ve Gerçeklik olarak belirtilebilir. Biyolojik bir varlık olan insan yavrusunun insan olmaklığa, yani kültürel bir özne olmaya giden yolu açıklarken Lacan bu kavramları değerlendirir.




Ego ve onun yaşam dünyası başlangıçta İmgesel alana aittir. Daha dogal olandan kopulmamış olunanbir evredir bu.Daha sonra Babanın Adı'nın devreye girmesiyle, yani Simgesel yapı ile imgesel olan bastırılır. Simgesel burada, Kültürel Düzen'in simge sistemini ifade eder. Bilinçdışı bunun sonucu oluşur. Gerçeklik ( "gerçek gerçeklik" bu anlamda, simgeselin kurdugu gerçeklikten ayrı olarak Simgeselin ötesinde kalır. Gerçeklik, Simgesel bastırmanın sonucunda Uçurum'un ötesinde kalmış olan eksiklik yeri/ya da noktası olarak ifade edilir. Bu bağlamda Simgesel’den Gerçeklik’e bir köprü ya da bağlantı noktası yoktur. Gerçeklik, Bilinçdışı Arzu'nun ötesinde kalmıştır. Gerceklik’e asla ulaşamayacak olunması nedeniyle Bilinçdışı Arzunun doyurulması olanaklı olamaz. Arzu, bu anlamda asla ulaşılamayacak ve tamamlanamayacak olan kökensel bastırmadan kaynaklanan eksiklik yeri'dir.



İç-güdüler, Lacan'ın anladğı anlamda, doğuştan gelen biyolojik ihtiyaçlardır.Bunlar anne tarafından doyurulur, ancak bu dolaysız doyum iliskisine belli bir noktada Simgesel Yasa ile müdahale edilir ve doğal iç-güdülere bu andan itibaren Cinsel Kimlik anlamı verilmiş olunur. Simgesel sistemin devreye girmesi, yani Babanın Yasası'nın ortaya çıkmasıdır sözkonusu olan. Cinsel Yasak’ın işletilmesiyle, kendinde hiçbir anlamı olmayan biyolojik bir iç-güdü cinsellik adını alır ve böylece biyolojik iç-güdüler cinsellik olarak anlaşılmaya başlanır. Böylece iç-güdüler bilinçdışı arzular olarak yerleşir.Bu, Lacan’ın degisiyle, insanlaştırıcı kastrasyondur. (Kastrasyon: Hadamet, hadım etme.)İnsan yavrusunu biyolojik bir canlı olmaktan kültürel bir özne olmaya dönüştüren bu kastrasyon'dur.



Önemli Sözler;
 
 
 
Kelimelere ancak istenilen bir şey yok olduğunda ihtiyaç duyulur ve eğer etrafımızdaki dünya 'gereken' her şey ile donatılmış olsaydı kelimelere gerek duyulmayacaktı. Kayıp olmayan yerde dil var olamaz


"Sahtekar olmadığımızdan nasıl emin olabiliriz?"

İletişim bir iletişimsizlik düzeneğidir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder